Radikal 31 Mart 2013
Sosyal bilimciler, davranışlarımıza ilişkin kuramlarını Batılı deneklerin özelliklerinden yola çıkarak kurma gafletindeler.
Kendimizi nasıl tanıyoruz?
Ben. Norveçli yazar. Habeşli maratoncu. Japon aşçı. Hintli psikiyatr.
İnsan çevresini nasıl algılar?
Haklılık deyince mesela, değerleri nedir?
Başta psikologlar, sosyal bilimcilerin evrensel insan tanımı, kendi kümeslerindeki görüntülerinin aynası.
Kim bu psikologlar? Amerikalılar.
Kimler üzerine araştırma yapıyorlar? Amerikan üniversitelerinde okuyan öğrencileriyle! Buradan çıkardıkları sonuç:
Evrensel insan tanımı.
Dünyamızda kime deli dendiğinden, zekâ testleriyle kime akıllı, kime aptal dendiğinin, ABD’de geliştirilen kategoriler ve araçlara dayalı olduğu gerçeğini ilgililer neredeyse sır gibi saklar. Saklarlar çünkü para kazanmalarını bu araçların kullanımına borçlu psikiyatr ve psikologlar, güvenilirliği, geçerliliği zan altında uygulamalarının gün ışığına çıkmasını istemezler.
Peki, normal insan kimdir?
Psikologlara kalsa, Amerikalılar.
Aynı soruya antropologların cevabı?
Amerikalılar dünyanın en garip insanları.
British Columbia Üniversitesi’nden Heine, Norenzeyan ve Henrich’in ortak makalelerinin başlığı da bu ismi taşıyor: ‘Dünyanın en garip insanları’.
En garip insanları çünkü başka kimseye benzemiyorlar. Psikologların evrensel geçerliliği olduğuna inandıkları bilişsel özellikleri nereden biliyorlar? Araştırmalarından. Araştırmaları kimlerle yapıyorlar? 2003-2007 yılları arasında dünyanın (yani ABD’nin) önde gelen altı psikoloji dergisinde konu olan araştırmalarda deneklerin % 70’i Amerikalı, % 96’sı Batılı! Doların her yerde geçer akçe olduğu koşullanmalarında, araştırma sonuçlarının da herkes
için geçerli olduğu varsayımlarında, farklı kültürlerden insanlarla araştırma yapma zahmetine katlanmıyorlar. Sade onlar mı?
Dünyanın berisinde, derslerinde, kitaplarında onların papağanlığını yapan psikologlar, sosyal bilimciler de aynı yolun yolcusu. İşte iktisatçılarla psikologların evrenselliğine inandıkları ünlü ‘hakkaniyet’ deneyi (ultimatum game). Bir kişiye 100 dolar verilir. Bunu tanımadığı bir kişiyle paylaşması, o kişi önerilen miktarı az bulursa, deneklere, her ikisinin de beş kuruş almayacağı bildirilir. Batı kültüründe deneklerin tipik davranışı, yani paranın yarı yarıya bölünmesi, başka kültürlerde geçerli değil. Antropologlar aynı deneyi 12 farklı ülkede tekrarlamışlar. Kimi kültürlerde aza razı olunup, şans başkasına daha çok güldü, onu niçin cezalandırayım diye düşünülürken kiminde de 100 dolar verilen kişi paranın çoğunu başkasına vermiş.
Evrensel diye bilinen kimi göz yanılsamalarının bile en çok Batılılara, onların mimaride çizgili-köşeli egemen yaşam tarzını benimseyenlere özgü olduğunu da biliyoruz. Türümüzün ilk temsilcileri diye bilinen Afrikalı San’lar örneğin, resimdeki iki çizgiyi de, gerçekte de olduğu gibi, eşit uzunlukta görür. Başka kültürlerde de öyle.
Özet: İnsan beyni her yerde aynı. Ancak beyin bağlantıları ile ilgili bilişsel özellikler kültürlere göre değişebiliyor. Lakin sosyal bilimciler, davranışlarımıza ilişkin kuramlarını Batılı deneklerin özelliklerinden yola çıkarak kurma gafletindeler.
31 Mart 2013 Pazar
hikayeci
anne ben aslında hikayeler anlatmak istiyordum. şimdi neden bu mesleği yapıyorum, günlerim sıkıntı ile geçiyor? neden alakam dışında, modeller, formüller, resmi jargonlar öğreniyorum, pek bilemiyorum. belki büyüyünce hikayeci olurum, büyüklere masallar hesabı, kim bilir. şimdilik okuduklarımı paylaşmaya, tavsiye etmeye devam.
okudum, büyüdüm:
emrah serbes: erken kaybedenler; her temas iz bırakır
barış bıçakçı: sinek ısırıklarının müellifi; bir süre yere paralel gittikten sonra; baharda yine geliriz; aramızdaki en kısa mesafe, veciz sözler
hatice meryem: aklımdaki yılan; sinek kadar kocam olsun başımda bulunsun
john steinbeck: fareler ve insanlar
john fante: toza sor
okursam, büyürüm:
hüseyin kıyar: hisar'dan ahmet
akif kurtuluş: mihman
levent cantek: dumankara
engin ergönültaş: minare gölgesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)