23 Ocak 2010 Cumartesi

güzelleme hakkımı kullanıyorum

vedat özdemiroğlu olsa, aklım çıktı derdi, benim aklım yerinde, ama birkaç saat evvel yoğun bir şekilde serotonin hormonu salgıladım. "kar yağınca hava yumşar", insanlarından değilim, "kar yağınca efkar biter", diyorum son birkaç saattir, neşeyle söyleniyorum mırıl mırıl. öğlene doğru uyandığımda istanbul, kar altındaydı. gelinliğini giymişti işte istanbul, bir düğün havası, geceden kalma matem geride kaldı - yine şahane seksist bir yorum.

bırakalım şimdi, üst perdeyi. kardan adam çocuğu, hezeyanlarına bulaşalım. dudağınıza bir kar tanesi konunca, yanağınızda güller gülücükler açsın. yağmur her zaman daha şedid, kar ise daha şefkatli. tüm günanları, kiri-isi-pası sararak örten, tane tane dokunuşlarıyla tanrı'nın rahmetli ellerini hissettiren, kar.

neyse, geçelim efendim, muratmenteş-alpercanıgüz-onurünlü ve diğerleri, en afili, en harbi delikanlılar, isimleri zikredilince saygıduruşuna geçilesiceler, kaloşnikof abilerimiz- çeteyi canlandırmışlar. şeyhim, ayakta alkışlıyorum; sakınmadan seviyorum. kaybedecek birşeyleri yok. sakınmasız ve sakıncasız hareketler, geride hezeyan ve palavra kalıyor nasıl diyorlar, sizin orada, darül harb ya da bon apetit
http://afilifilintalar.blogdns.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder